Boşanma Avukatı © 2025 Tüm hakları saklıdır.

  1. Anasayfa
  2. Boşanma
  3. EŞİNİ TAKİP ETMEK SUÇ MU, DELİL Mİ? BOŞANMA DAVALARINDA ‘DİJİTAL MAHREMİYET’ ALARM

EŞİNİ TAKİP ETMEK SUÇ MU, DELİL Mİ? BOŞANMA DAVALARINDA ‘DİJİTAL MAHREMİYET’ ALARM

admin admin -

- 5 dk okuma süresi
4 0

İSTANBUL – Şüphe, evliliğin sessiz düşmanıdır. Teknoloji ise bu şüpheyi besleyen ve eyleme döken en güçlü araç haline geldi. Artık eşinin telefonuna gizlice yüklenen bir casus yazılım, arabasına yerleştirilen bir GPS takip cihazı veya evin salonuna konulan bir ses kayıt cihazı, gerçeğe ulaşmanın bir yolu olarak görülüyor. Peki, aldatıldığını düşünen bir eşin, bu yollarla elde ettiği bir mesaj kaydı veya konum bilgisi, boşanma davasında onu haklı çıkaracak bir delil midir? Yoksa bu delili elde ederken, kendisini ceza mahkemesinde sanık yapacak bir suç mu işlemiştir? Bu modern ikilem, boşanma davalarında “dijital mahremiyet” ve “hukuka aykırı delil” tartışmalarını alevlendiriyor. Konunun hukuki sınırlarını, uzman görüşlerine başvurduğumuz Avukat Aydın Aydar aydınlattı.

Aydın Aydar, ofisine gelen müvekkillerin bu konuda ciddi bir kafa karışıklığı yaşadığını belirtiyor. “Teknoloji, delil elde etmeyi hiç olmadığı kadar kolaylaştırdı ama aynı zamanda tarafları suç işlemeye de bir o kadar yaklaştırdı,” diyor. “Müvekkillerin en büyük yanılgısı, ‘ama beni aldatıyordu, ispatlamam lazımdı’ savunmasının hukuki bir kalkan olduğuna inanmalarıdır. Hukuk, ‘amaca ulaşmak için her yol mubahtır’ demez. Kural olarak, hukuka aykırı yolla, yani suç işleyerek elde edilen bir delil, mahkemede kullanılamaz. Daha da önemlisi, siz boşanma davanızı kazanmaya odaklanmışken, eşiniz sizin hakkınızda ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’ veya ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’ suçlamalarıyla bir ceza davası açabilir.”

Peki bu konuda hiçbir istisna yok mu? Eşlerin birbirine karşı olan mahremiyet sınırı, üçüncü bir kişiye karşı olduğu kadar mutlak mıdır? Avukat Aydın Aydar, Yargıtay’ın bu konudaki hassas yaklaşımına dikkat çekiyor.

“Yargıtay, özellikle evlilik birliği içindeki sadakat yükümlülüğünün ihlali gibi durumlarda, bu kuralı bir miktar esnetebiliyor,” diye açıklıyor Aydar. “Yüksek Mahkeme’nin bazı kararlarında, eşin, müşterek konutta tesadüfen veya ani bir planla elde ettiği, başka türlü de ispatlanması mümkün olmayan bir delilin (örneğin bir ses kaydının) boşanma davasında kullanılabileceği kabul edilmiştir. Ancak buradaki kırmızı çizgi çok incedir. Bu durum, ‘eşinizin telefonuna aylarca her şeyi kaydeden bir casus yazılım yükleyebilirsiniz’ anlamına kesinlikle gelmez. Sistematik ve planlı bir şekilde, özel bir çaba sarf ederek yapılan gözetleme faaliyetleri (casus yazılımlar, GPS takibi vb.) neredeyse her zaman suç teşkil eder ve elde edilen deliller de hukuka aykırı kabul edilir. Bir anlık bir eylemle, planlı bir gözetleme faaliyeti arasındaki fark, bir delilin kabul edilmesiyle bir suçun işlenmesi arasındaki farktır. Bu riski değerlendirmek, davanın en kritik anıdır ve mutlaka profesyonel bir analiz gerektirir.”

Bu durumda, şüpheleri olan bir eş ne yapmalı? Aydın Aydar, yasal ve güvenli yolları işaret ediyor.

“Hukuka uygun delil toplama yolları her zaman mevcuttur,” diyor Aydar. “Sosyal medya paylaşımları, kredi kartı ekstreleri, otel veya seyahat kayıtları, güvenilir tanık beyanları gibi birçok veri, bir iddiayı ispatlamak için kullanılabilir. Önemli olan, sabırlı ve stratejik davranmaktır. Panikle veya öfkeyle, sizi suçlu duruma düşürecek yasa dışı yollara sapmak yerine, en başından itibaren bir hukuk profesyoneliyle çalışarak doğru bir yol haritası çizmek, en güvenli ve en etkili yöntemdir. Unutmayın, hukuka aykırı bir delil, elinizde patlamaya hazır bir bomba gibidir. Sağlam bir dava, yasa dışı kısayollarla değil, sabır, strateji ve hukuka uygun delillerle inşa edilir.”

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir